Çocuklukta kötü muamele, yetişkinlik döneminde cinsel yönelimi etkiler mi? (2013)

Arch Sex Behav. 2013 Şubat;42(2):161-71. doi: 10.1007/s10508-012-0021-9. Epub 2012 14 Eylül.

Roberts AL1, Glymour MM, Koenen KC.

Özet

Epidemiyolojik çalışmalar çocuklukta fiziksel ve cinsel istismar, ihmal ve şiddete tanık olmak ile yetişkinlikte eşcinsel cinsellik arasında pozitif bir ilişki bulmuştur, ancak bu çeşitli kötü muamele türleri ile cinsellik arasındaki ilişkiyi doğrudan değerlendiren çalışmalar nedensel yönü çözemez çünkü kötü muamele ve ortaya çıkan cinselliğin tespit edilmesi zordur. Yeni ortaya çıkan eşcinsel yönelim kötü muamele riskini artırabilir; alternatif olarak kötü muamele cinsel yönelimi şekillendirebilir. Çalışmamız, ulusal düzeyde temsili bir örneklemde kötü muamelenin eşcinsel cinsellik olasılığını artırıp artırmayacağını araştırmak için doğal deneyler olarak, kötü muameleyi öngören ancak cinsel yönelimden (örneğin, üvey ebeveyne sahip olmak) makul bir şekilde etkilenmeyen aile özelliklerine dayanan araçsal değişken modelleri kullanmıştır. sayısı = 34,653). Araçsal değişken modellerde, cinsel istismar öyküsü, aynı cinsiyetten çekiciliğin yaygınlığının yüzde 2.0 oranında arttığını [%95 güven aralığı (GA) = 1.4-2.5], herhangi bir eşcinsel partnerin yüzde 1.4 puan (%95 GA = 1.0) öngördüğünü öngörmektedir. -1.9) ve eşcinsel kimlik yüzde 0.7 puan (%95 GA = 0.4-0.9). Cinsel istismarın erkeklerin cinsel yönelimi üzerindeki etkisi kadınlarınkinden çok daha büyüktü. Cinsel olmayan kötü muamelenin etkileri yalnızca erkek ve kadınların cinsel kimliği ve kadınların eşcinsel partnerleri üzerinde anlamlıydı. Nokta tahminleri, kötü muamele ile cinsel yönelim arasındaki ilişkinin çoğunun, kötü muamelenin cinsel yönelim üzerindeki etkilerinden kaynaklanabileceğini öne sürse de, güven aralıkları genişti. Sonuçlarımız, cinsel yönelim ile çocukluk çağı istismarı arasındaki ilişkiyi yönlendiren nedensel ilişkilerin çift yönlü olabileceğini, istismar türüne göre ve cinsiyete göre farklılık gösterebileceğini göstermektedir. Bu potansiyel olarak karmaşık nedensel yapının daha iyi anlaşılması, istismara maruz kalma durumunda cinsel yönelim eşitsizliklerini azaltmaya yönelik hedefli stratejiler geliştirmek açısından kritik öneme sahiptir.